Doğasının bir yansıması olarak tasarlanan İstanbul TV ve Radyo Kulesi yapımında, kulenin bulunduğu topografya, yapının formuna yansıtıldı. Kule tasarımının girdilerinin başında hakim rüzgar yönü, manzara odakları ve iletişim sistemlerinin ana taşıyıcı ile kurduğu güçlü bağ yer alıyor. Herhangi bir kent dokusundan bağımsız bir duruşu var: önü-arkası yok, simetri aksını kullanarak manzaraya göre deforme olma durumu var. Asya’ya bakan yüzü farklı, Avrupa’ya dönük olan kısmı başka.
Hem mimari tasarım hem de yapım metodolojisi açısından ileri mühendislik teknikleri gerektiren bu kulenin tüm tasarım, mimari planlama ve malzeme seçimi süreçlerinde bu durum göz önünde bulunduruldu. Yapının yeni bir deneyim sunan, çağı yakalamış tasarım karakterlerini içinde barındıran özgün mekanlar içermesi üzerine bir tasarım geliştirildi. Bu yapı tipolojisinin tasarım sürecinde, kent ile kurduğu güçlü tasarımsal ilişki ve “mimari ile mühendislik bilgilerinin birlikteliğinden doğabilecek ve günün bütün teknolojik bileşenlerini de içinde barındırabilecek bir yapı nasıl olabilirdi” sorusuna cevap aramak öncelikliydi. Asıl gaye, bulunduğu yerle sağlam ilişkiler kurarak; ışığı, doğayı ve mekansal boşlukları kullanarak sürpriz karşılaşmalar yaratma, böylece insanların bakış açısını değiştirmesini, farklı bakmasını ve düşünmesini sağlamaktı. Binanın bir kullanım alanına dönüşmesi, bireyle diyalog kurması ve keşif içermesine olanak sağlayabilen mekan kurgulanması önemli görüldü.
Kule, doğa ve manzara odaklı bir serüven sunuyor. Yapının sunduğu beş farklı manzara serüveni var. Tepenin doğal dokusunun sürekliliğinin sağlandığı, topoğrafya ile bütünleşik bir üst örtü altında yer alacak şekilde podyumun içinde barındırdığı fonksiyonların ve ilgili kamusal alanların tasarlanmasında mimari açıdan tanımlayıcı önemli bir rol oynuyor. İçinde bulunduğu korunun sunduğu doğal peyzajda yer alan kamusal alanlarla birlikte kule içine entegre edilen halka açık fonksiyonlar sayesinde önemli sosyo-kültürel aktivitelerin gerçekleşmesine olanak sağlaması; İstanbul’un gökyüzüne taşındığı, değişik kotlarda birbirinden farklı İstanbul seyir tecrübeleri sunan bir yaşam üzerine dönüşümü hedefleniyor.
2021 yılı içinde kapılarını ziyaretçilerine açan İstanbul TV ve Radyo Kulesi ile, dağınık halde bulunan ve onlarca kuleden yayın yapan 100 adet FM radyonun tek yapıda toplanması sonucu görüntü kirliliğini ortadan kaldırmak, ayrıca bölgedeki radyasyon salınımını minimuma indirmek hedeflendi.
Tasarımı ve yapım metodolojisi açısından ileri mühendislik teknikleri gerektiren bu özgün projenin malzeme seçimlerinde, materyallerin yapım süreci ile uyum sağlayan özellikler içermesine özen gösterildi. Cephe tasarımının özgün karakteri ve rüzgar tünel testi sonuçlarından gelen veriler doğrultusunda, cephede özel üretim GFRC (cam elyafıyla güçlendirilmiş, beton paneller) paneller tercih edildi.
Proje Yeri: Üsküdar, İstanbul
Proje Tipi: TV-Radyo Kulesi, Simge Yapı
Proje Ofisi: Melike Altınışık Architects
İşveren: UAB Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü
Statik Mühendisi: Balkar Mühendislik
Yapısal Kontrol: Thorton Tomasetti
Telekomünikasyon ve Yayıncılık Mühendisi: ABE Teknoloji
Elektrik-Elektronik Mühendisi: HB Teknik
Mekanik Mühendisi: Çilingiroğlu Mühendislik
Rüzgar Mühendisi: RWDI
Cephe Mühendisi: Newtecnic
Peyzaj Mimarlığı: DS Mimarlık
Yangın Güvenlik Danışmanı: Etik Mühendislik, Abdurrahman Kılıç
Dikey Taşımacılık Danışmanı: 3TEK
Akustik Danışmanı: Pro-Plan
Aydınlatma Danışmanı: Darklighting
Yönlendirme Sistemleri Danışmanı: POMPAA
Iksa: Bilgi 2000
Sondaja Dayalı Zemin Etüdü: Bilgi 2000
Altyapı Hizmetleri: Mıratek
Harita Mühendisi: Çağdaş Harita
Rüzgar Etüdü ve Yapı Sağlığı İzleme Sistemi Danışmanı: Erdal Şafak (Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü)
Depremsellik Etüdü Danışmanı: Mustafa Erdik (Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü)
Geoteknik Danışmanı: Kutay Özaydın (Yıldız Teknik Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü Geoteknik Anabilim Dalı)
Proje Maliyet Analizi ve İhale Dökümanları: Entegre Proje Yönetim
Fotoğraf: NAARO