Söyleşi

Wangan

Kerem Özerler, Kutay Yorulmaz ve Mert Can Uzyıldırım tarafından 2016 senesinde kurulan Wangan, mimari, iç mimari, ürün tasarımı, marka ve kullanıcı tasarımı alanlarında hizmet veren, İstanbul merkezli, disiplinler arası bir tasarım stüdyosu. Wangan, ağırlıklı olarak hizmet sektörü için projeler geliştiriyor.

Özellikle yeme-içme ve konaklama alanlarındaki tasarım bütünlüğünün eksikliği üzerine bir iş modeli geliştiren Wangan’ın, çalıştığı projenin fizibilitelerinin hazırlanması, şehirdeki konumu, şefinin kim olacağı, menüsünün nasıl olacağından marka kimliği, ürün, mimari ve iç mimari tasarımlarının nasıl olacağına kadar geniş yelpazede bir hizmet skalası var.

Yeme-içme ve konaklama projelerinin yanı sıra birçok konut ve ofis projesi tamamlayan stüdyo, yeni marka ve bu markaların mekân tasarımlarının yanında, kuruldukları tarihten bu yana Pernod Ricard, Unilever, Doğuş, Vakko, Kavaklıdere, Fabiaba Filippi, Leica ve Nestle gibi birçok global ve köklü firmanın mevcut markaları ile de mimari ve marka tasarım projeleri gerçekleştiriyor.

www.wangan.com.tr


Projeleriniz için öncelikli olarak tercih ettiğiniz, bağ kurduğunuz özel markalar var mı? Ne gibi kriterler firmalar ve markalar ile bağ kurmanızı sağlar?

Projelerimizde öncelikli olarak tercih ettiğimiz ya da “olmazsa olmaz” dediğimiz markalar yok; çünkü bizim için her proje kendi hikayesi olan, apayrı birer yolculuk. Projenin ihtiyaçlarına ve tasarım kurgusuna göre kullandığımız markalar değişse de, çalıştığımız markalarda aradığımız en önemli özellikler yenilikçi olmaları ve kendilerini tekrar etmemeleri.

Projelerinizde kullanacağınız ürünler için karar verme süreci ofisinizde nasıl işliyor? İdeal bir materyal seçim sürecini nasıl tanımlarsınız?

Projelerimizde uygulamaya ve imalata geçilmeden önce bir mock-up süreci geçiriyoruz. Her üreticiden projenin özellikle kritik detaylarına dair mock-uplar talep ederek, bunları gerektiğinde sahada gerektiğinde ise stüdyoda değerlendiriyoruz. Özellikle süre kısıtlamalarından dolayı her projede gerçekleşemiyor olsa da ideal bir senaryoda en sağlıklı süreç, bu mock-upları her nokta detayı için alternatifli malzemelerle görmek.

Fabiana Filippi Emaar Strore (Fotoğraf: Emre Dörter)

Yapı malzemeleri üzerine son gelişmeleri nasıl takip ediyorsunuz? Hangi kaynaklardan faydalanıyorsunuz?

Basılı ve dijital yapı malzemelerini yakından takip etmenin yanı sıra, tüm ekibin yeni malzemeleri güncel olarak takip etmek sorumluluğu var. Bu anlamda, hem hali hazırda çalıştığımız marka ve üreticilerle sürekli iletişim halindeyiz hem de yeni marka ve malzeme araştırmaları yapıyoruz.

Projelerinizde imzanız olarak adlandırabileceğiniz, olmazsa olmazınız bir malzeme var mı?

Her projemizde, muhakkak, daha önce kullanılmamış ya da az kullanılmış bir malzemeye yer vermeye veya bir malzemeyi daha önce denenmemiş ya da uygulanmamış bir detay ile kullanmaya çalışıyoruz. Her projemizi özgünlükle birbirinden ayrışan birer çıktı olarak görüyoruz. Bu nedenle bir malzeme ya da form için Wangan’ın imzası demek yola çıkış felsefemizle örtüşmüyor. Bize göre Wangan’ın imzası, denenmeyeni deneyerek ve yapılmayanı yaparak her projede yeniden meydan okumak.

Türkiye yapı endüstrisinde eksikliğini hissettiğiniz ürünler var mı?

Evet ve hayır. Elbette dünyada olup da Türkiye’de üretimi olmayan yüzlerce malzeme var; ancak bu Türkiye’deki eksikliği tanımlamak veya anlatmak için yeterli değil. Her ülkenin öz kaynakları, doğal kaynakları, üretim yatkınlığı, Ar-Ge‘ye ayırdığı bütçe – zaman – iş gücü gibi birçok farklı parametrede değişken birer üretim kapasitesi var. Ancak, iletişimin son derece kolay ve hızlı olduğu çağımızda kullanılmak istenen bir malzemenin kendi ülkemiz sınırları içerisinde üretilmiyor olması bütçeden bağımsız olarak bu konudaki başlıca sorun değil. Büyük fotoğrafa baktığımızda Türkiye’de her birimizin yüzleşmesi gereken esas sorun Ar-Ge’nin önünün kapalı olması. İlerlemenin ve keşfetmenin önündeki temel problem burada yatıyor; farklı lokasyonlarda üretilen spesifik malzemelerin neden Türkiye’de de üretilmediği sorununu çözmek için önce üretimde yeniliğin ve özgünlüğün anahtarını bulmamız gerekiyor.

Related posts
Söyleşi

Doğan Mete

3 Mins read
2005 yılında Haliç Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nden mezun olan Doğan Mete, eğitim hayatının hemen ardından İstanbul’da tarihi yarımada bölgesinde kendi ofisi Doğan Mete…
Söyleşi

Çağıl Akçurin

3 Mins read
Özellikle projelere getirdiği “haute couture fonksiyonellik” ve “sofistike yalınlık” ile tanınmaktadır. Tasarladığı kamu-özel iş birliği olan Beşiktaş Kahvaltıcılar Sokağı ve Mimarlar Odası…
Söyleşi

Ayşegül Güner

3 Mins read
İstanbul’da 2002 yılından beri edindiği deneyimi 2008’de AAD Architects&U.WE Design çatısı altında birleştiren Mimar Ayşegül Güner, mimarlık, iç mimarlık ve kentsel tasarım…